Evlilikte nasıl olur da roller karışır...

Bu rollerden en temel rol insani ve cinsel roldür, diğerleri anne, baba, kariyer, unvan, arkadaş, dost, komşu, vatandaş, taraftar vs. Son zamanlarda bu rollerin birbirine karıştığını, bir rolün diğerlerinin çok fazla öne çıktığını, rollerin değiştiğini gözlemliyorum.

Konu evlilik, çift olunca eşlerin önce kendi insani ve cinsel rollerini yaşamalı ve gereğini başarı ile sürdürmeleri gerekmektedir. Fakat durumun hiç de böyle olmadığını deneyimlerimden biliyorum.

Sık sık karşılaştığımız durum; eşlerden kadın rolünü oynaması gereken tarafın ilişkiyi sırtlaması, her şeyin sorumluluğunu üstlenmesi ev içindeki en basit onarım işlerinin dahi kendisine kaldığı, çocuklarla ilgili herşeyi kendisinin karşıladığı, sosyal ortamlarda aileyi ya da ilişkiyi tek başına temsil ettiği, erkeğin ise çoğu konularda evlilik sorumluluğunu yeterince almadığını her işi kadına bıraktığıdır. Bunun yanı sıra bir çok organizasyonu yapmak durumunda kalmak, sosyal ortamlarda aradığı güçlü bir erkek profilini görememek de çok karşılaşılan bir durumdur.

-Karşımda adam gibi adam istiyorum
-Yeri geldiğinde yumruğunu masaya vurabilmeli
-Beni sahiplenmeli ve korumalı
-Bana destek olmalı enerji vermeli
-Yanımda olduğunu hissetmeliyim
-Bana zaman zaman yanlışları göstermeli ve ilişkiyi yönetebilmeli
-İlgi,şefkat ve sevgisini hissettirmeli
-Bana kadın olduğumu hissettirebilmelidir

Gerçekte kadın şefkat,ilgi,sevgi görmek,kendisini kadın gibi hissetmek, korunmak, sahiplenilmek ister. Kadın erkek arasında güçlü/zayıf diye bir ayırım yoktur, iki tarafında birbirlerine göre güçlü ve zayıf tarafları vardır. Fakat doğanın kurgusunu da inkar etmek doğru değildir. Peki bu anlamda roller yer değiştirdiğinde neler olur? Kadın sinirli, saldırgan, mutsuz olur ve kendisini yalnız hisseder eşine de saygı duymamaya başlar.

Bazen böyle bir durumu kadın kendisi de yaratabilmekte ilişkide dengeyi bozabilmektedir. Sık karşılaştığımız durum, kadının mesleki rolünü ya da ailesindeki rolünü diğer rollerinin önüne alması ve ilişkide bu anlayışla davranmasıdır. Böyle bir durumda erkek de kendisini erkek gibi hissedememekte eşine yaklaşamamakta konulan duvarları aşamamakta ve pasif bir duruma geçebilmektedir.

Tavsiyem; Bireylerin öncelikle BİREY OLMASI ve birey gibi davranması, ilişkide ki rolünü benimsemesidir,Ne kadın erkek gibi olmalı ne de erkek kadın gibi olmalıdır. Kadın ilişkide ya da evlilikte yuvasına, ilişkisine sahip çıkmalı, evliliğine, ilişkisine ruhunu yansıtmalı ve sıcak bir ortam yaratabilmeli, erkek ise sevgilisini eşine sahiplenmeli,tam bir sorumluluk içerisinde görevlerini yerine getirmelidir. Diğer türlü ilişkide ortaya çıkan dengesizlikler huzursuzluk, mutsuzluk ve davranışbozukluklarına neden olmaktadır.

Kadın; mesleğim, ünvanım, param, gücüm, özgüvenim var diye düşünüp kadın rolünü ihmal etmemeli, erkek de ailesinde anne-çocuk ilişkisindeki rolünü aşıp eşini anne yerine koyup kenara çekilmemelidir. Unutmayın doğa dengesizlik kabul etmez denge kuruluncaya kadar sular durulmaz.