Çocuğum Kardeşini Kıskanıyor Diyorsanız!

bayan trend - kadınlar için güzellik sırları

Çocuklar kardeşlerini kıskanır.Kıskançlık; sevilen birisinin, başkası ile ilgilendiği kanısına varıldığında takınılan olumsuz tutumdur. Her yaş grubunda görülebilen kıskançlık, çocuklarda daha yoğun yaşanır. İnsanı olumsuz etkileyen bu duygu, yetişkinler tarafından kontrol edilemediğinde çocuklarda engellenemez bir karmaşaya yol açabilir. Uzman Dr. Mehmet Yavuz, kardeş kıskançlığını önlemenin yollarını ve anne-babaların bu konuda nasıl hareket etmesi gerektiğini anlatıyor...
Kardeş kıskançlığı, kendine acıma, üzüntü, küçük düşme korkusu, can sıkıntısı, öfke, nefret ve intikam alma düşüncelerinin yanı sıra sevgi, koruma ve yakınlık hissetme isteği gibi karışık duyguların bileşiminden oluşmaktadır. İkinci kardeşin dünyaya gelmesiyle çocuk, sahip olduğu her şeyi kaybedeceği ve artık sevilmeyeceği hissine kapılabilir.
Çocuklarda kardeş kıskançlığının, annenin ikinci hamileliğiyle başladığını belirten Dr. Yavuz, bu duygunun 3 ila 8 yaş arasında daha yoğun yaşandığını belirtti. ''Bu dönemde çocuklar mantık kavramıyla değil duygu yönlendirmeleriyle yaşamı analiz eder. Ufak bir çocuk için yeni bir kardeş, çocuğun artık anne ve babası tarafından daha az sevileceğine, bütün ilginin yok olacağına, oyuncaklarının bir başkası tarafından alınacağına işarettir. Çocukların kardeş kıskançlığını yoğun şekilde yaşaması davranış bozukluklarına, iştah kaybına ve psikolojik birçok rahatsızlığa yol açabilir'' diyen Dr. Yavuz, bu durumun zamanla bir psikiyatri yardımı gerektirebildiğinin altını çizdi.

Kardeş kıskançlığının belirtileri nelerdir?

Bazı çocuklar kardeşlerini kıskandığını açıkça belli eder; bebeği sevmediğini, onu istemediğini ve evden gitmesini istediğini söyler. Bazen bebeğe zarar vermeye veya anne bebekle ilgilendiğinde aşırı tepkiler göstererek buna engel olmaya çalışabilir. Bazı çocuklarsa kardeşe aşırı ilgi ve sevgi gösterip anne ve babasının kaybettiği ilgisini geri kazanmaya çalışır. Hatta bebeğin ebeveyni gibi davranarak anne-babayı bebeğe dikkat etmesi konusunda uyarabilir. Kardeşe aşırı ilgi gösteren çocukların yaşadıkları kıskançlığı bastırmaya çalıştığını belirten Dr. Yavuz, bazı çocukların da ebeveynlerinin olumsuz tepkisini çekmekten korktukları için kardeşlerine aşırı ilgili davrandığını sözlerine ekledi.

İLGİYİ ÜZERİNE ÇEKMEYE ÇALIŞABİLİR

Kardeşini kıskanan çocuklar üzüntü, öfke, intikam alma ile sevgi, koruma duyguları arasında çatışma yaşar. Kardeşini kıskanan çocuğun daha önce kazanılmış davranışlarda gerileme, alt ıslatma, parmak emme gibi bebeksi davranışlarının altında, kaybettiği anne-baba ilgisini rakibinin yöntemiyle geri kazanma çabası yatar. Bu dönemde huzursuz, öfkeli ve saldırgan tavırlar sergileme, evden kaçma, okula karşı isteksizlik gibi problemlerin sık yaşandığını dile getiren Dr. Yavuz, çocukta stres belirtilerinin arttığını ve bu duyguyu baş ağrısı, mide bulantısı gibi belirtiler aracılığıyla ifade ettiğini, bazı çocuklarınsa bu duyguyu daha yoğun yaşadığı için kardeşine karşı saldırgan davranışlarda bulunabildiğini söyledi.

Kardeş Kıskançlığını Önlemek İçin...

Ebeveynlerin bilmeleri gereken en önemli konu, çocuğu bu duygudan dolayı suçlamak, yargılamak ve cezalandırmanın son derece yanlış olduğu. ''Çocuğun kardeşini, büyük bir mutluluk içinde kabul etmesini beklemek doğru değildir'' diyen Dr. Yavuz, öncelikle ailenin kardeşi olacağını çocukla paylaşması, yeni aile bireyi için büyük çocuğun düzeninin bozulmaması ve yeni bebek için seçilen isim ve eşyalarda çocuğun fikrinin alınması gerektiğini belirtti.
Anne hamilelik, doğum ve bebeğin bakımıyla meşgul olacağından ailede başka bir kişi, örneğin baba, doğumdan önce çocuğun parka gitme, yemek saati, oyun saati gibi yaşamsal rutinlerini üstlenmelidir. Çocuk bebeğe zarar veriyorsa aşırı tepki göstermeden net ama sert olmayan bir uyarıda bulunulmalıdır. Çocuğa bebeğin daha çok küçük olduğu ve henüz kendi gereksinimlerini karşılayamadığı anlatılmalıdır.
Çocuğa ''Artık sen ablasın, abisin" gibi cümleler kurmayıp onun da bir çocuk olduğunu unutmamak gerektiğinin altını çizen Dr. Yavuz, kıskançlık hissedildiğinde çocukları birbirine yakınlaştıracak ortamlar yaratılması gerektiğini belirtti. ''Övgü dolu ve ayrımcı cümleler kullanmaması gereken ebeveynlerin en ufak bir hatası, çocuklar arasında hayat boyu kıskançlığa neden olabilir'' diyen Dr. Yavuz, çocuğun durumunun kötüye gitmesi durumunda mutlaka bir çocuk psikologuna danışılması gerektiğini belirterek sözlerini tamamladı.

Çocuğunuz Bir Yatırım Aracı Olmamalı!

bayan trend - kadınlar için güzellik sırları

Çocuğunuz bir proje olmamalı!

Yeni moda: "Proje Çocuk" yetiştirmek!

Çocuklar anne babalarının projelerini gerçekleştirmek için doğuyor!Anne baba yaklaşım tarzları her geçen gün yeni bir isim alıyor. Şu günlerde moda "Proje Çocuk" ve "Mükemmeliyetçi Anne Babalar". Proje çocukları mükemmeliyetçi anne babalar yetiştirmektedir.
Modern anne babaların yeni modası "proje çocuk yetiştirmektir".

Peki, neden proje çocuk diyoruz?

Çünkü anne babalar kendi çocukluğunda başaramadıkları arzularını, hayallerini çocuğa aktarıyor ve onu bu beklentilerini karşılayacak bir proje gibi görüyorlar. Bu projelerini gerçekleştirmek için çocuklarının adına karar alıyor ve çocuğa kendi istedikleri yolda ilerlemeleri için baskı yapıyorlar. Henüz hamilelik döneminde çocuğun hangi okula gideceği, hangi sanat etkinliklerine yöneleceği, ne olacağı belirleniyor. Çocuk anne babalarının gerçekleşmemiş arzularını yerine getirecek bir görevli gibi doğuyor.

Anne Baba; "Bu suçu işlemeyin!

Çocuğunuz sizin yarım bıraktığınız projenizi, hayalinizi gerçekleştirmek için bu dünya gelmedi. Çocuğunuzun adına kararlar almaktan vazgeçin ve onun kişiliğine ve ilgi alanlarına uygun olmayan bir program geliştirip ona devam etmesini beklemeyin. Unutmayın böyle yapmanız çocuk haklarına aykırı ve büyük bir suç işliyorsunuz. Bunun telafisi de mümkün değil. Çocuğunuz bu şekilde büyüdüğünde ilerde çocukluğunu geri veremezsiniz. Lütfen zamanında çocuğunuzun çocukluğunu geri verin ve bu suçu işlemeyin.

Anne Baba; "Ben çocuk olmak istemiyorum!"

Çocuk için görev doğar doğmaz başlıyor. Anne baba şartlarını zorlayarak çocuğun önüne inanılmaz fırsatlar sunuyor. Çocuğu en iyi oyun gruplarına, anaokullarına gönderiyor. Özel sanat dersleri aldırıyorlar. Anaokulları da anne babaların bu talebi karşısında oyun okulu olduğunu unutup, eğitim vermeye kalkıyorlar. Böylece çocuk özgürce oynamak yerine anaokulunda çok çeşitli sanatsal branş dersleriyle karışıyor. Çocukların 0- 6 yaşta ihtiyaçları yaşıtlarıyla özgürce oynamaktır. Fakat anaokullarının yoğun disiplinli eğitim programlarından dolayı çocuk kendini ilkokulda hissediyor.
Anaokulu dönemi bitip ilkokul dönemi başlayınca da ilerde en yüksek puanları alabileceği okullar tercih ediliyor. Okulların kendi programı yetmiyor gibi anne babalar geleceğe iyi hazırlansın diye okul sonrası da çocuğun programını dolduruyorlar. Hafta içi okuldan sonra, hafta sonu ise tüm gün çocuk bir etkinlikten bir etkinliğe koşturuyor ve kendilerini kaybediyor. Burada anne babalar gaddar bir patrondan farksız. İnsan Hakları ve Çocuk Haklarına göre çocukların yaşına uygun olmayan yoğun işlerde çalışmasının çocuk haklarına aykırıdır. Anne babaların yaptığı bundan farksızdır. Çünkü çocuk para kazanmak için değil ama anne babalarının ağır beklentilerini karşılamak için çalışıyor ve çocukluklarını yaşayamıyor.

Anne Baba; "Bu kadar beklenti altında eziliyorum".

Anne babalar çocuklarına yaşlarına uygun olmayan programa dahil ederek en büyük suçu işliyor. Lütfen sevgili anne babalar şimdi kendi çocukluğunuza dönün 1 dakika gözlerinizi kapatın ve çocukluğunuzda bir gününüzü nasıl geçirdiğinizi hatırlayın. Eminim çoğunuzun yarım gün okuldan sonra akşam kadar arkadaşlarınızla dilediğiniz gibi oynadığınız, hatta yaz akşamları saat dokuzdan önce eve girmediğiniz aklınıza gelecektir. Hafta sonu ise tamamen size ait olduğunu hatırladınız.

Peki, şu dönemde siz çocuk olmak ister miydiniz?

Zaten çocuklar evde ve okulda 4 duvar arasına mahkum edilmiş. Çocuklar sabah çıkıyor akşamüstü eve dönüyorlar. Okuldan döndükten sonra da başka bir kursa gidecek halleri kalmıyor. Hafta içinin yorgunluğunu hafta sonu çıkaracakken, hafta sonu da anne babanın istediği programa çocuğun katılması istemiyor ve çocuğun enerjisi kalmıyor. Bu şartlar altında çocuk mutlu olmaz, fiziksel gelişimi dahi yavaşlar. Çocuklar bol bol oynayarak büyür.
Çocuğunuzu projeniz görmemeniz dileğiyle,

Lady Gaga'nın Albüm Kapağı Çok Konuşulacak!

bayan trend - kadınlar için güzellik sırları

İşte o muhteşem kapak fotoğrafı...
Marjinal görünüşü, sahne şovları ve Grammy'de topladığı ödüllerle müzik dünyasının en çok konuşulan ismi Lady Gaga'nın merakla beklenen albümü 'Born This Way'in fotoğrafı Nick Knight tarafından çekildi.
Trendleri adım adım takip eden Lady Gaga, yeni albümünden çıkan ilk parçasının görseli için 'Avatar'ımsı bir kılığa bürünmüş.
Omuzlarındaki sivrilikler ve yüzündeki makyajla bir Avatar karakterini anımsatan Gaga'nın fotoğrafı, daha önce de birlikte çalıştığı yetenekli fotoğrafçı Nick Knight tarafından çekildi.
İşte Lady Gaga'nın yeni albüm fotoğrafı...
akterini anımsatan Gaga'nın fotoğrafı, daha önce de birlikte çalıştığı yetenekli fotoğrafçı Nick Knight tarafından çekildi.
İşte Lady Gaga'nın yeni albüm fotoğrafı...

Diş Gıcırdatması ve Çözümü!

bayan trend - kadınlar için güzellik sırları

Diş gıcırtamasına birebir.Yetişkin kişilerde basit beslenme düzeni değişiklikleri dahi diş gıcırdatmasına sebebiyet verebilir. Özellikle alkol ve kafein kullanımı diş gıcırdatmaya neden olur.
Diş gıcırdatmadan kurtulmak için çene kaslarını güçlendirmek gerekir.Stresli dönemlerde artabilen bu durum basit rahatlama egzersizleri sayesinde de yatıştırılabilir. Uyumadan mnce sakin tempolu müzik dinlemek rahat bir uyku çekmenize yardımcı olacaktır.
Çocuklarda görülen diş gıcırdatma ise genellikle strese bağlıdır ve sebepleri üzerine gidilmelidir. Uykudan önce ılık suyla duş yaptırmak çocuğunuzun uyurken daha rahat olmasını sağlar.

DOKTORUNUZA DANIŞIN

Diş gıcırdatmadan kurtulmak için sakız çiğnemekten de uzak durmanız gerekir. Sürekli sakız çiğnemek çene kaslarının tek yönlü harekete alışmasını sağlar. Bu nedenle uyku esnasında da aynı hareket tekrarlanır.
Diş gıcırdatma sırasında birbirine değen dişlerin mineleri zarar görebilir. Bu sebeple damaklık gibi koruyucular önerilmektedir.
Diş gıcırdatmak genelde başka bir sağlık sorunu görülene kadar dikkate alınmaz. Şişmiş damaklar ve şiddetli baş ağrıları diş gıcırdatmanın sonuçları arasındadır. Eğer uyandığınızda dişlerinizde bir ağrı hissediyor ve damaklarınız acıyorsa diş doktoruna uğramanızda fayda vardır.

İthal Gelin Film Oluyor!

bayan trend - kadınlar için güzellik sırları

Bu olay filme aktarılacak.13 yaşında nişanlanıp, 15 yaşında evlendikten sonra Hollanda'ya ithal gelin olarak gelen Hülya Çiğdem'in (35), hayatını anlattığı "De İmportbruid" (ithal gelin) adlı kitabı filmleşiyor. Senaryo yazımlarının başladığı film için Hollanda'dan oyuncu bulunamazsa, oyuncular Türkiye'den ithal edilecek. Filmin 2012 yılında vizyona girmesi bekleniyor.

Senaryo yazılıyor

13 yaşında nişanlanıp 15 yaşında evlenerek Hollanda'ya gelen Hülya Çiğdem'in hayatı filmleşiyor. 2008 yılında hayatını kaleme aldığı 332 sayfadan oluşan "İthal Gelin" adlı kitabının filmleşmesi için 'Eyeworks' film şirketi ile tüm anlaşmaların yapıldığını ve senaryo yazımına başladığını açıklayan Çiğdem, "Böyle bir gelişme sonrasında çok mutlu oldum. Eyeworks film şirketi kitabımı okudu ve çok beğendiler. Böyle bir teklifle bana geldiklerinde bende onurlandım ve kendileriyle gereken anlaşmaları yaptık. Şimdi filmin senaryosunu birlikte yazmaya başladık" dedi.

İthal gelinin hayal kırıklığı

Kitabında ithal gelinlerin yaşadığı hayal kırıklıkları dile getirmeye çalıştığını söyleyen yazar Hülya Çiğdem, "Bu kitabımda büyük hayallerle Hollanda'ya gelip hayal kırıklığı yaşayan ithal gelinlerin neler yaşadıklarını kaleme aldım. Örnek olarak ta kendi hayatımı yazdım. 13 yaşında nişanlandım, 15 yaşında evlenerek Hollanda'ya geldim ve 16 yaşında da anne oldum. Uzun yıllar kaynanamla yaşadım. Bir taraftan da para kazanmak için konfeksiyon atölyelerinde çalıştım. Verdiğim hayat mücadelesinde büyük umutlarla geldiğim Hollanda, bana nasıl hayal kırıklığı yaşattı, bu kitabımda bunu çok iyi anlattım" diyerek kendi hayatının beyaz perdeye yansıtacak olan filmde rol almayı düşünmediğini söyledi.

15 bin adet satıldı

Film çekimlerini yıl sonunda başlanmasının beklendiğini açıklayan Çiğdem, "Şimdi senaryo yazımıyla uğraşıyoruz. Yıl sonunda da film çekimlerinin başlamasını ve 2012 yılı sonunda da vizyona girmesini bekliyoruz" diyerek 2008 yılında kaleme aldığı kitabının bugüne kadar 15 bin adet satıldığını söyledi.

Erkekler Kumraldanda Hoşlanabilir!

bayan trend - kadınlar için güzellik sırları

Kumrallarında sevilmeye ihtiyacı vardır.Amerikalı aktris Jane Russell, 89 yaşında ABD'nin Kaliforniya eyaletinde yaşamını yitirdi.Russell'ın desteklediği bir çocuk yardım merkezinin müdürü olan Kim Davis AFP'ye yaptığı açıklamada, Russell'ın Kalifornya eyaletinin başkenti Los Angeles'in kuzeybatısındaki Santa Barbara kentinin kuzeyinde yer alan Santa Maria kasabasında evinde, ailesi yanındayken huzur içinde vefat ettiğini belirtti.
1921 yılında ABD'nin Minnesota eyaletinde doğan ve dişçideyken ünlü Amerikalı yönetmen Howard Hughes, (1905-1976) tarafından keşfedilen kumral Jane Russel, rolünü diğer ünlü kadın oyuncu sarışın Marilyn Monroe (1926-1962) ile paylaştığı, 1953 yapımı 'Erkekler Sarışınları Sever' adlı filmle üne kavuştu. Jane Russell, düzgün vücut hatları sayesinde, 1940 ve 50 yıllarının seks sembolü ve Amerikan askerlerinin en sevdiği kapak kızı olmuştu.
Üç kere evlenen, iki kere dul kalan, kürtaj karşıtı, bir dönem Demokrat Partiye, bir dönem de Cumhuriyetçi Partiye gönül veren Jane Russell'ın son derece inançlı biri olduğu belirtiliyor.18 yaşında yaptırdığı bir kürtaj sonucu kısır kalan Russell, ilk eşi ile bilrlikte 3 çocuğu evlat edinmiş, hayatının bir kısmını Amerikalı ailelerin yetim çocukları evlat edinmelerine yardım eden WAIF derneğini kurmuş.

Paulo Coelho Türkiyeye Geliyor!

bayan trend - kadınlar için güzellik sırları

Kadınları fenomeni ve tek aşkı Zamanın, mekanın ve yaşadığımız hayatın dışında, katıksız aşkın ve ruhun peşindeki usta yazar Paulo Ceolho dünyanın dört bir yanından davet ettiği misafirleriyle İstanbul'da buluşuyor. Her yıl başka bir şehirde, yemekli bir davetle kutladığı Saint Joseph yortusu için bu yıl İstanbul'u seçen yazar, eşi ve dostlarıyla birlikte 19 Mart gecesi Beyoğlu'nda olacak.Coelho'nun farklı ülkelerden gelecek olan misafirlerine Türkiye'yi tanıtma arzusu nedeniyle İstanbul'da gerçekleşecek davet, Türk mutfağından seçilmiş özel mönüsüyle tam bir ziyafete dönüşecek. Coelho, misafirlerine Türkiye'yi daha yakından tanıma fırsatı da sunacak. Ünlü yazar, kısa Türkiye ziyareti esnasında misafirleriyle İstanbul'u, Türkiye'yi ve yeni kitabını konuşacak.
Davet için aylar öncesinden Türkiye'yi seçen ve bunu internetteki sayfasından duyuran Coelho, İstanbul ziyareti öncesinde son kitabı Elif'in basım tarihi öne çekilerek Can Yayınları tarafından yayıma hazırlanmasını da mutlulukla karşıladı.
PAULO COELHO, 1947’de Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde doğdu. Kendini tümüyle edebiyata vermeden önce tiyatro yönetmenliği, oyunculuk, şarkı sözü yazarlığı ve gazetecilik yaptı. 1986’da yayımlanan Hac adlı ilk romanının ardından gelen Simyacı ile dünya çapında üne erişti. Simyacı, 20. yüzyılın en önemli yayıncılık olaylarından biri oldu ve 18 ülkede 30 milyon sattı. Coelho, Brida (1990) Piedra Irmağı’nın Kıyısında Oturdum Ağladım (1994), Beşinci Dağ (1996), Işığın Savaşçısının Elkitabı (1997), Veronika Ölmek İstiyor (1998), Şeytan ve Genç Kadın (2000), On Bir Dakika (2003), Zahir (2005), Portobello Cadısı (2006) ve Kazanan Yalnızdır (2008) gibi yapıtlarıyla sürekli olarak çoksatar listelerinde yer aldı. 150 ülkede, 66 dilde yayımlanan kitaplarının toplam satışı 100 milyona ulaştı. Bugüne kadar pek çok ödül ve nişana değer görülen Coelho, Birleşmiş Milletler Barış elçisi ve Brezilya Edebiyat Akademisi üyesidir.

Jessica Simpson ve Ayakkabı Aşkı!

bayan trend - kadınlar için güzellik sırları

Bu kadın ayakkabı sevdalısı.Evlilik hazırlığı yapan Jessica Simpson ayakkabılarıyla olan büyük aşkını anlattı. Ayakkabılarım benim en iyi dostlarım diyen Simpson bir çift iyi ayakkabıyı sarılmaya tercih ettiğini belirtti. Evlilik ve aşkı üzerine konuşmasını beklediğimiz ünlü isim ayakkabılarıyla olan arkadaşlığını anlatmayı tercih etti.

10 Seansta Kilolardan Kurtuldu!

bayan trend - kadınlar için güzellik sırları

Kilolarınızdan keyifle kurtulun.Hayatı boyunca kilolu olan ve birkaç başarısız diyet girişimini sonunda da, böyle mutlu olduğuna kendini kandırmış bir kadınmış Ece. Bir gün tartıda, çocukluk arkadaşıyla arasında 20 kilo fark olduğunu görünce ilk kez korkup soluğu diyetisyen Simge Çıtak'ın yanında almış. "Onu bulmam kolay olmadı çünkü bu konulara hiç kafa yormamıştım" diyor. "Benim gibi 'entel takılan' kadınların kilolarını, giyim kuşamlarını önemsemesi pek hoş karşılanmazdı, hayatta daha ciddi işler vardı..."

Büyük bir yayınevinde editör olarak çalışan Ece böylece, 10 seansta 10 kilo vereceği bir maceraya girişmiş. Uyguladığı beslenme ve NLP programları sayesinde 64 kiloya indikten sonra da başka kadınlar da zayıflayabilsin diye hikâyesini, diyetisyeni Simge Çıtak'la birlikte kitaplaştırmış.
"Nasıl bir ben istiyorum?" sorusu neyi değiştirdi?
3'üncü ya da 4'üncü randevuda diyetisyenim bana bunu sordu. Ve ben, 31 yaşıma kadar nasıl bir kadın olmak istediğimi bilmediğimi anladım. Herkes kendine bu soruyu sormalı. Çünkü ya reklamlarda bize hazır sunulan o plastik kadınlar gibi olmak için çabalıyoruz ya da başka öncelikleri hayatımıza tıkıştırıp kendimizi unutuyoruz. Bedenini ve ruhunu tanımayan mutsuz kadınlar oluyoruz. NLP çalışmamızda, istediğim Ece'nin neye benzediğini çizdim ve sonuca inanamadım. O kadar itmişim ki o görüntüyü, varlığından bile haberim yokmuş.
Beslenme programından gözünüz korktu mu?
"Allah Allah böyle kilo verilir mi?" dedim. Çünkü program önce kafanızdaki yanlış inançları siliyordu. Az yersem kilo veririm, şunu yersem kilo alırım gibi... Tamamen sizin zevkinize ve yaşam şeklinize göre hazırlandığı için de uygulaması kolaydı.
Ne gibi beslenme hataları yapıyormuşsunuz?
Aç değilken yiyordum ve neden yediğimi bilmiyordum mesela. Çalışırken yorulduğumda ara vermek ve bu arayı uzatmak için de yemek yiyormuşum. Şimdi ara verdiğimde bambaşka şeylerle oyalıyorum kendimi. "Sebze dışında ne yesem kilo alırım" gibi yanlış bir kodlamam varmış. Oysa programımda makarna da var, kebap da, alkol de. Sevdiğiniz yiyecekleri tamamen keserseniz, rejim bittiğinde koşarak bunlara geri dönüyor ve kiloları geri alıyorsunuz.

'BEYNİMDE CİPSE FARKLI ANLAM YÜKLEDİM'

Kilo almanıza yol açan yiyecekleri hayatınızdan nasıl çıkardınız?
Aslında her şeyi yiyebilirsiniz ama her gün için belirli haklarınız var. Benimki şöyle: 7 ekmek, 5 et, 4 meyve, 3 yağ, 2 sebze, 1.5 süt. Ama cipsi tamamen hayatımdan çıkardım. Önce cipse yüklediğim anlamı beynimden sildim. Cips kaçamaktır, yasak olduğundan çekicidir. Bu kodlamayı silip yerine "cips makine yağıdır" kodunu yerleştirdim. Besinleri zihnimden uzaklaştıran NLP tekniği sayesinde, artık cips gördüğümde iğrenç bir çürük kokusu alıyorum ve bu yüzden canım hiç cips çekmiyor. NLP bir çeşit ikna tekniği, olaylara ve çevrenizdekilere bakışınızı değiştirip olmasını istediğiniz biçime sokuyor.
Kilo vermek zor mu?
Çok zevkli bir macera. Ama bedeninizin ve ruhunuzun gerçekten ne istediğini tekrar tekrar sormanız gerekiyor. Ece kaç kilo olmak istiyor? Nasıl bir kadın olmak istiyor? Bunu şu an gerçekten yemek istiyor mu? Kulağınızı tıkamazsanız zor değil.
Diyetisyeninizle birlikte bir kitap yazma fikri baştan beri aklınızda var mıydı?
Simge Çıtak, danışanlarının günlük tutmasını istiyor. Ben de neredeyse her şeyi sürekli yazdım. Zorlandığım zamanları, mutlu olduğum ya da çıldırdığım anları kaydettim. Diyetisyenimle beraber okuduk ve gördük ki, yaşadığım süreçleri başkaları da okursa kilo verme sürecinde çok yararlı olur.

Kilo verdim terfi ettim

Yeni Ece ile eski Ece'nin görünümleri farklı. Aralarında başka ne farklar var?
Yeni Ece çok daha mutlu. Daha enerjik, daha seksi, daha sosyal... Artık daha zevkli bir insanım, moda anlayışım çağ atladı. Artık vücudumla vakit geçirmekten kaçmıyorum; onu güzel giysilerle, kremlerle ödüllendirmekten utanmıyorum. Ne kadar da zevkliymiş! Kendi bedeninizde bir şeyi başarmak insanı çok güçlü kılıyor. Eski Ece terfi isteyemezdi, şimdiki Ece istedi ve aldı!

Eşimle seks hayatımız güzelleşti

Eşiniz, arkadaşlarınız "yeni siz"i nasıl karşıladı?
Tahminimden çok daha iyi karşıladılar. Eşim de kiloludur. Eve saçma sapan yiyecekler çok az girmeye başladığından, o da kilo verdi. Birlikte spora başladık. İşten sonra televizyon önüne çökme ritüelimiz azaldı, daha sosyaliz. Kendimi seksi bulup giyim tarzımı oğlan çocuğundan cazibeli bir kadına dönüştürünce, seks hayatımız çok daha güzel oldu.

Diyeti bozacak tek şey korku

"Besinlerden korkmamıza, onları suçlamamıza gerek yok. Ne pasta, ne hamburger ne çikolata suçlu. Yeterli miktarda yersem diyetimi asla bozmazlar. Eskiden bir lokma alınca bir daha yiyemeyeceğim korkusuyla kıtlıktan çıkmışa döner, 'Battı balık yan gider' hissiyatıyla rejimi çöpe atardım. Sonra mutsuzluk, pişmanlık... Oysa yediğimden korkmazsam gücü elime geçiririm; bugün iki kaşık alır, 4-5 gün sonra bir daha yiyebileceğimi düşünüp abartmam. Fazla yemişsem, gün içinde bir başka şeyi azaltırım ve kilo almam. Bu kadar basit."

Afrodizyak Yemekler: 44 Tabak Aşk

bayan trend - kadınlar için güzellik sırları

Bu yemekler çok kışkırtıcı...

Lezzetli tarifler ve aşk beklemeyi sevmez!

Romantik bir aşk hikayesinin 44. yıldönümüne ithaf edilmiş "Afrodizyak Yemekler: 44 Tabak Aşk" kitabının içinde yer alan tarifler, Türkiye'de bilinen ve bulunan afrodizyak gıdalar ile hazırlanmış, pratik, lezzetli ve çok etkileyici...
Kitabın ilk bölümü, "44 Tabak Aşk" Afrodit ve afrodizyak gıdalar ile ilgili bilgi, 44 afrodizyak gıda ile hazırlanmış tarifler içeriyor.
Kitabın ikinci bölümünde ise "Kokteyller" "Eğlencelik Tarifler" ve "Mısır Çarşısı ve diğer afrodizyaklar" konularının yanı sıra kitaptaki tarifler ile menü önerileri bölümleri bulunuyor.
Tarifler, Mutlu Mutfak serisinin diğer kitaplarında olduğu gibi ölçü bardak ve ölçü kaşık ile verilmiş, ayrıca gram ve milimetre olarak belirtilmiştir...