Plaj modaları dünden bugüne doğru.Marilyn Monrone'nun güzel poposuna iz, Brigitte Bardot'nun biçimli memelerine tuz bıraktı. Naylona, güneş yağının hindistan cevizi, denizin yosun kokusu karıştı, bir acayip koktu, baş döndürdü. Kışın çekmecenin arkasından çıkıverdi, eski sevgilinin unuttuğu gömlek muamelesi gördü. Koklandı, burun direği sızlattı, yazı özletti. Askısı indirildi, arkası çözüldü, ipi bağlandı, tuzu akıtıldı, pulu döküldü...

İlk bikini Fransa'nın güneyindeki plajlarda görüleli beri tam 65 yaz geçti.
Bu, iki parçadan oluşan mayo ilk kez, Fransız modacı Louis Réard tarafından 1946 yılında, Paris'teki Molitor havuzunda tanıtıldı. Her zaman olduğu gibi Fransızlar icad ettikleri şeyden önce kendileri soğudu. Fransız kadınları, bikini üstünü çoktandır 'evde unutuyor', tıpkı tereyağlı croissant'ları sadece turistlerin yemesi gibi, bikini de artık Fransız değil. 5 Temmuz 1946'daki tanıtımından beş gün önce ABD, Büyük Okyanus'taki Bikini Adası'nda nükleer deneme yapınca, adını adadan aldı. Ama bu, politikten ziyade popülist bir hareketti.

Bikini dönemi için fazla 'açık saçık' bulununca tanıtacak model bulmak da kolay olmadı, sonuçta bir dansöz "Ben tanıtırım" dedi. Vatikan anında kınadı, Fransa'da bazı sahil kasabalarına giyilmesinin yasak olduğunu belirten uyarı levhaları asıldı.

Asıl popülaritesini 50'lerde, beyaz perdede arzı endam edişinin akabinde yakaladı. Brigitte Bardot'nun Cannes sahillerinde, Marilyn Monroe'nun The Misfits'deki (Uygunsuzlar) bikinili halleri unutulmaz. Ursula Andress'in James Bond: Dr No'daki beli kemerli modeli, Raquel Welch'in One Million Years, B.C'deki 'mağara kadın' kostümü, Star Wars: Return Of The Jedi'ın Prenses Leia'sı Carrie Fisher'ın metal baskılı 'Demet Akalın'vari türü de bikininin popülaritesini artırdı.

Aslında umuma açık yerlerde dördüncü yüzyıldan beri kullanılıyordu. Eski Roma'da jimnastik ve spor yapan kadınlar alt ve üst olarak iki parçadan oluşan bikini modeli bir kıyafet giyiyorlardı. Hatta ayak bileklerine de halhal takıp, kendilerine 'güçlü kadın' imajı yaratıyorlardı. 20. yüzyılın ilerleyen dönemlerinde kapalı tarzdaki deniz kıyafetleri yerini bugünün 'mayo'suna bıraktı.

Bikiniyle ilgili en ünlü şarkı, Paul Vence'in 'Itsy Bitsy Teeny Weeny Yellow Polka Dot Bikini'. Ağza dolanan bir ritm, çilekli çiklet gibi bir şarkı. Bikini giyip utanan, kabinden çıkmaya korkan bir genç kadının halini anlatıyor. Ramones'ten Dee Dee Ramone'nin single'ı 'Do The Bikini Dance', Fransız-Alman elektronik müzik grubu Stereo Total'in 'Monokini' adlı albümü, Macar rock topluluğu 'Bikini', punk rock ekibi 'Bikini Kill' ve Los Angeles menşeli elektro pop gurubu 'Cherry Bikini' de 'bikini'nin müziğe diğer armağanları.

Memleketin bikiniyle imtihanı da bir acayip. Zamanında, bikinili 'poz veren'ler bugün bikiniyle 'yakalanıyor'. İnsan, plajda bikiniyle 'yakalanmanın' artık acayip bir şey olduğuna inanıyor. Ama bir yandan da mesela, haşema giyene 'astronot' diyen, üstsüz güneşlenenleri cep telefonuna kaydeden insanların yaşadığı bir memleket burası. Acayip.

İster sponsorunuz olsun, isterseniz Kilyos'a giderken yol üstünde kova-kürek, şişme bot filan satan bir bakkaldan alın ama bikininin zamanında 'bir devrim' olduğunu unutmayın. Kadınlara 'daha ince' olun diye baskı yapan endüstriyi dinlemeyin, 'bikini diyeti' yapmayın. Şezlonga, kuma, çime uzanın, arkasını da çözün. Güzel yazlar...